Sevgili günlük ben ilkokul arkadaşımı buldum. Hemde bir sürü.
İlkokul da sıra arkadaşım Bahar vardı. Öğretmenle aynı ismi taşırdı. Yeri ayrı mıydı? Tartışılır. Onun bir kalemliği vardı. Üstüne koca koca BAHAR FİLİZ yazmıştı. Hergün o kalemliği gördüğümde imrenir hayallere dalardım. Halbuki minnacık sırada üç kişi otururduk. Hiçde hayal kurulabilcek ortam yoktu anlayacağınız.
İmrenme konusuna geri dönüyorum günlükcüğüm. Ben kalemlik alır üzerine Ömer ŞEN yazdığımda annem kızar silerdi. Bir daha görürsem döverim derdi. Kalemliği eskitmemi istemezdi. Babam ertesi gün elinde etiketle gelir etiketi yapıştırırdım. Etiket mevzusuna hiç girmeyeceğim. Bir kere bir etiketi düzgün yapıştırdığımı hatırlamam. İlla yamuk olur ve o etikete kıl olurdum. Kaybolsun artık kalemlik der etiketide sökerdim. Ki kaybolurdu. Dile kolay 64 kişi 🙂
Bizim sınıfta Nilgün vardı. 1 nisanda doğmuştu. Şaka gibi doğmuşum deyip hocaya her doğum gününde doğum gününü hatırlatır zorda olsa kutlatırdı. Hadi bakayım Nilgün’ün doğum gününü kutlayın falan felan faslı.
Günlükçüğüm benim bir kankam vardı. Hatta senle beraber net alemine geçmeden öncede ondan bahsetmiştim. İsmi Özgür’dü. Hala muhabbetimiz var. Bu aralar görüşemiyoruz. Askere mi gitti acaba?
Bizim Gökhan amma süt içerdi. Süt çocuğu ne olacak? 🙂
Burcu vardı uzun boylu. Mübarek hala uzun boylu. Gerisini yazacağım günlükçüğüm sabret…
Yorum bırakın