Haberiniz var mı bilmiyorum ama geçen Fenerbahçe-Trabzonspor maçı esnasında polis ile muhabir vatandaşlar arasında tartışma çıkmış. Tartışma büyümüş kavgaya dönmüş. Muhabir polise tekme atmaktan göz altına alınmış. Üstüne üstlük kamerasıda kırılıvermiş.

Ardından muhabirin amiri maratonda ahkam keserken emniyet müdürü telefonla bağlanmış, bağırmış çağırmış telefonu kapamış. Buraya kadar anlattığım olayları ne yaşadım ne de bizzat içinde bulundum. Sadece gazetede okuduklarımı size aktardım. Şimdi size bizzat yaşadıklarımı ve şahit olduğum olayları anlatayım.

1)Genç, hafiften ince, zayıf bir çocuk stadın önünde bilet satıyordu. (inönü stadı) Karaborsa anlıyacağınız. Bunu farkeden birkaç çevik kuvvet hemen çocuğun etrafına dolandı. Bir yandan bağırıyor bir yandanda çocuğa omuz atmaya başladılar. Buraya dikkat tokat yok, tekme yok. Sadece omuz atıyorlar. Bir yandanda birisi şapkasını gözlerine kadar çekiyor kafasını yumrukluyor. Genç şapkasını yeniden çekip “kim vurdu?” deyince yeniden omuzlar çalışmaya başlıyordu. Uzun lafın kısası polis arkadaşlarımız çocuğa hiçbir işlem yapmadan bıraktılar. Tabii biletlere el koymayı işlem saymazsak.

2)Papa geçenler de İstanbul’a gelmişti. Gene bu kuvvete mensup arkadaşlar her yerde kol kol geziyorlardı. Yoldan tam papa geçicekken polis arkadaşlarımız yolda çok büyük bir güvenlik sağlıyorlar ve kimseyi yola sokmuyorlardı. Tam bu sırada yine ince ve zayıf bir arkadaşımız sahneye çıktı. Anlaşılmayan sözler sarf etti. Poliste çıktı “banamı diyon lan?” dedi. Gençte gene yamuk bir ağızla “sana demiyoz beee!” diye mırıldandı. Neyseki papa gitti, konvoyuyla beraber. Gitmez olaydı. Çevik kuvvete mensup arkadaşlar gene çevrelediler genci başladılar omuzlamaya. O duvar senin bu otobüs benim arkadaş omuzlarda geziyor. Sonra ne yaptılar? Ne olacak serbest.

Peki siz çevik kuvvet olsanız bu saatten sonra nasıl davranırdınız? Ben olsam yoldan birini çeviririm, “baban ne iş yapıyor?” derim. Makam mülk sahibi çıkmazsa, birde evde karının gece başı ağırmışsa-offf-, işte bu; yermisin yemez misin?

Sonra ne mi olacak? Olacağı şu; Taraflı yayın yapıyorsunuz, gerçekleri saklıyorsunuz…